26 Mayıs 2010

Mourinho Röportajı - 3

M: Kibrin futbolda gerekli olduğunu hala düşünüyormusunuz?

Mou: Kibir bence anlamı belirsiz bir kelime ve çoğu zaman yanlış anlaşılıyor. Benim sevdiğim kibir tipi, bir oyuncunun en iyi olduğunu bilmesi ve daima kazanmak için oynaması. Eğer bir hoca küstah ama eğitimli ise bu benim için sorun değildir. Düşündüğü doğruları korkmadan söyleyebilmelidir. Bazen bunu kontrol edemeyiz çünkü bazen durumu kontrol etmemiz gerekir.

Ben değişmeyi düşünmüyorum. Ne düşünüyorsam onu söyleyeceğim ve ne söylüyorsam onu düşüneceğim. Benim kariyerim böyle başladı ve böyle bitireceğim. Geçen sene Manchester karşısında Şampiyonlar Ligi’nden elenince kendi kulübüm hakkında hoş olmayan şeyler söyledim. Bizi daha iyi oldukları ve daha iyi bir takım yapıları olduğu için elediklerini söyledim.
Kulüp yöneticileri bundan mutlu olmadılar. Benim kulüp tarafında olmam gerektiğini ve bu kadar eleştiri yapmamam gerektiğini düşündüler. Bir gün sonra, kapalı sorulara cevap verme zamanı olduğunu söyledim. Niçin kazanmayı beceremediğimizi, nerelerde iyileştirme yapmamız gerektiği, hangi oyuncuların gitmesi ve hangilerinin gelmesi gerektiği.

Bir kere daha ne düşünüyorsam onu söyledim ve söylediğim şeyi düşündüm çünkü oradan bugüne gelmemiz konusunda çok önemli bir noktaydı.

M: Yapınızdan dolayı bir çok düşmanda yaptınız.

Mou: Ben arkadaşlarımı sayarım düşmanlarımı değil. Düşman sahibi olmak bir problem değil. Tek beklentim bunları sportif düşman olması. Bazı durumlarda artı bir motive olduğu için pozitif bile olabilir. Hayatta düşmanım olmadığını düşünüyorum. Eminim ki sportif düşmanlarımda hiçbir zaman gerçek hayatta düşmanım olmayacaktır.

M: Oyuncularınızı rahatlatmak için baskıyı başka tarafa çekiyormusunuz.

Mou: Eğer bir lider karakteri varsa hiçbir şey kaybetmezsiniz. Liderlik onun getirdiği karaktere adapte olmayı gerektirir. 7-8 oyuncunuz baskı olmadan iyi oynayan geri kalanlarda baskı ile iyi oynayan oyuncular olmalıdır.

Size bir örnek vereceğim. Eğer Drogba’ya bok gibi oynadığını söylersem ertesi maç çıkar bütün golleri atar. Aynı zamanda başka bir tip oyuncuya bunu söylersem bir sonraki maç morali bozuk olduğundan topa bile dokunmaz.
(Porto'nun başında iken geldiği Şampiyonlar Ligi maçı öncesi Santiago Bernabeu'da Basın toplantısı düzenliyor)
M: Aileniz size çok eleştiri yaparmı?

Mou: Evet. Erkekler ayrı bir konu ve kadınlar ayrı. Kadınlar çok eleştireldir. Erkek evde yaşına göre bana hayranlık duyuyor. İlk başta babası olduğum ve teknik direktör olduğum için ki bütün dünyası futbol. Ünlü bir hocayım, futbol oynamayı öğretiyorum ve futbol tartışıyoruz beraber. Bunların hepsi beni onun gözünde çok ünlü biri yaptı. Ben sadece babası olmak ve beni öyle sevmesini istiyorum. Daha fazla ailemden bahsetmek istemiyorum.

M: Mağlubiyetlerden sonra da dışarı çıkıp yemek yermisiniz?

Mou: Daima, daima. Şanslıyım ki çok fazla yapmıyorum çünkü çok fazla yenilgim olmadı. Bir yenilgiden sonra dışarı çıkıp yemek yemeyeli 7 yıl oldu çünkü bu süre boyunca kaybetmedim! Bunu yapmayı seviyorum. Utanacak bir şeyim yok. Deli gibi çalışıyorum, dürüstüm, sabah 7’de evden çıkıyorum akşam 7’de eve dönüyorum. Tatil yapmıyorum. Eğer bir maçı kaybettiysem bunda bir problem olduğunu düşünmüyorum.

Benim takımımı tutan taraftarlar genellikle pozitifler, kulübün duruma da iyi ise bana moral vermeye çalışırlar. Eğer başka takımdan bir taraftar gelip de negatif bir şey söylerse bu da bir dram değildir.

M: Dışarı her zaman bodyguard ile mi çıkarsınız?

Mou: Maalesef evet. Bunu sevmediğim için bu beni etkileyen şeylerden biri fakat başka bir çare de yok. Bu yıl bir korku vardı. Polis bana karşı organize bir ağ kurulduğunu ortaya çıkardı. Dalga geçmeye bile değmez. Ailemle ne oyun oynayabilirsin ne de riske atabilirsin. Hayatta olur ama ailemle asla olmaz.

Mourinho ile kısa kısa...

En sevdiği renk: Mavi
Araba: Ferrari
Stadyum: Arena Schalke Gelsenkirchen
Film: 24
Şarkı: Filhos do dragao
Ahlak: Dürüstlük
Eksiklik: Telefon numarasını kimseye vermemesi. Arkadaşları onu unuttuğunu düşünüyor ama o arkadaşlarını ve beraber çalıştığı kimseleri asla unutmadığını söylüyor.
İnsanlarda nefret ettiği şey: İkiyüzlülük
Kitap: İncil
Tarihi bir karakter: Juan Pablo II
Politikacı: Hiçbiri
Teknik direktör olmasaydınız: Profesör olurdum
İdol oyuncunuz. Babam ve Eusebio. Babam dünyanın en iyi kalecisi değildi ama benim için öyleydi ve Eusebio dünyanın en iyi oyuncusuydu.

Mourinho Röportajı - 2
Mourinho Röportajı - 1

2 yorum:

Zinedine Zidane dedi ki...

eline sağlık üstad..zevkle okuduk

Adsız dedi ki...

ulan ne iyi etmişin de çevirmişin. eline koluna emeğine sağlık.zevkle okudum.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails