25 Temmuz 2011

Uruguaylı Caceres, soyunma odasında çıplak yakalandı

Ya burası soyunma odası olur diyebilirsiniz ama bu ne rahatlık abi ya. Ben evde böyle çıplakken rahatça mesaj yazamam telefonda.

22 Temmuz 2011

Beko Basketbol Ligi İçin Çılgın Proje...

NBA'deki lokavta sevinebileceğimizi hiç düşünmezdik açıkçası. Biz Beşiktaş taraftarları başta olmak üzere, bir çok basketbolseverin canlı izlemesi imkansız olan, Dünya kupası'na bile getiremediğimiz yıldızların adı Beko Basketbol ligi takımları ile geçmeye başlayınca epey heyecanlandık ve sonunda ilk bomba Deron Williams ile de patladı. 

Bu nokta da bazı uzmanların eleştirilerine de hak vermek gerekir. Bu yıldızlar kaç ay oynayacak? Onlar gidince takımların dengesi bozulur mu? Bu kadar para vermek anlamsız! Bu şekilde reklam da olmaz gelirler de artmaz! 

Bunlarda bir miktar haklılar ama ben marketing açısından artı bir gelişme olarak görüyorum. Buna benzer yorumları Allen Iverson içinde yapmışlardı fakat eğer Deron Williams bugün geldiyse, Kobe'nin görüşmeleri yapılılıyorsa Iverson'dan dolayıdır bunda kimsenin bir şüphesi olmasın.

Benim çılgın projeye gelince. Ergin Ataman'ın açıklamasına dikkat ederseniz ,NBA all-star'da forma giymiş 3-4 oyuncunun daha Beşiktaş ile temas kurduğunu ama ligdeki yabancı sayısına dikkat etmemiz gerektiğini ve lokavtın bitmesi durumunda kadromuzda hala yabancı bulundurabilecek bir konumda olmamız gerektiğinden bahsetti.

Ben bu nokta, neredeyse bütün uzmanların lokavt süresi olarak 4-5 ay öngörmesi ile yeni bir takvim hazırladım. Beko Basketbol ligi'nde 16 takım var ve 30 haftada normal sezon tamamlanıyor. Sezon Ekim ortasında açılıyor. Bunun yanında NBA normal sezonunda 82 maç olup onların ilk maçı da kasım başında oynanıyor. 

Şu anda en iyimser tablo dediğim gibi sezonun daha geç başlayacak olması ve ilk tahminlerde 50 maçlık bir normal sezon olacağı yönünde. Bu durumda NBA, Ocak ortasından önce başlamaz. Bu da Deron Williams ve arkadaşlarına  4 aylık bir zaman dilimi bırakıyor. Benim bu nokta da önerim Beko Basketbol Ligi'ni daha sık maç oynatıp daha kısa sürede bitirecek şekilde bir sezon hazırlayıp bütün NBA yıldızlarının buraya gelebilmesi için bir yol açmak.

Sezonu Eylül'ün son hafta sonu başlatırsak ve haftada 2 maç yaptırırsak sezon 12 haftada biter ki bu da Aralık'ın ikinci haftasına denk geliyor. Son bir ayda play-off'ları çeyrek finalden itibaren 3'lü maç üzerinden oynatırsak bütün sezon NBA öncesi bitmiş olur.

Bu durumda ligin yayın haklarını bütün Dünya'ya satarken, inanın Amerika kıtası uçmayacak bir çok insan ve turist İstanbul ve diğer kentlerimizdeki maçlara büyük ilgi göstereceklerdir. Bu da gerek turizm gerek ülke tanıtımını çok arttıracaktır. Ülke ekonomisine katkısını inanılmaz olur. Tabii ki bu oyuncuların maliyetleri var ama ülkemizde, Tabata'ya, Emenike'ye 10 milyona euroya yakın para harcayan futbol kulüplerinin önceki yıllarda milyonlarca Euro'yu nasıl hesapsızca ülke dışına akıttığını düşünürseniz, inanın bu NBA oyuncularının 3-4 aylık maliyetleri, onların getirdikleri yanında sıfır olur.

Bu çılgın projem ile Başbakan'a da rakip olacağımdan eminim.

Deron Williams...(Neden Gelmesin!)

Deron Williams...(Uçur Kara Kartalı, Türk Hava Yolları)

 

18 Temmuz 2011

Orduspor Başkanı'ndan Talihsiz Açıklama (Bu bir zaytung haberi değildir ama gibi)

Şike soruşturması kalbimizde bir yara açıp, hayatımızdaki en anlamlı şeye leke sürse de hayatta hala gülümsenecek şeyler karşımıza çıkıyor. Eski dergilerde çıkan haberleri belli bir süre sonra okuyunca gerçekten çok komik şeyler ile karşılaşıyorum. Bu seferki gündemle ilgili olduğundan sizinle paylaşmak istedim.

Arabanın yıkanmasını beklerken bir finans dergisinin haziran sayısında Orduspor başkanı'nın gelecek yıl süper ligdeki başarı sırrını okuyunca yıkıldım. Tabii bu derginin eski bir sayı olmadığını ilk başta fark etmediğimi de düşünürseniz, zaytung haberi gibi oldu. 

Biraz daha neşelenmek isterseniz geçen gün blogta yayınladığım Türk Futbol Tarihinde Şike Nasıl Başladı. (Sene 2001/02) haberine de göz atabilirsiniz.

14 Temmuz 2011

Peki Neden? (ve Böyle Şike Mi Olur? üzerine)

ForzaBeşiktaş'ın manifestosu ve şike soruşturması başladıktan sonra yazdığım Şimdi Kapatın Çenenizi ve Yasımızı Tutalım yazılarının üzerine çok fazla eklenecek bir şey olmasa da Beşiktaş'ın da soruşturmaya karışmasının ardından duygularımı paylaşmak istedim. 

Evet, aldatılmış gibi hissediyorum. Heyecandan yerimde duramadığım o 120 dakika ve bazılarına bakamadığım penaltılar için önceden danışıklı dövüş yapılmış ya da yapılmaya çalışılmış olmasından dolayı. O maçı düşününce aptal gibi hissediyorum kendimi. Sevgilinin başka biri ile görüşüp senin yanına geldiğinde söylediği aşk sözcüklerini, gözünün içine hayran hayran bakarak seyretmek gibi bir şey.

Peki neden aldattınız bizi? Defalarca kazandığın Türkiye Kupası'nı bir kere daha kazanmak için mi? Tabii ki değil! Bir sonraki sezon Europe League'de oynamak ve Avrupa'nın dışında kalmamak içindir o zaman. Peki, eğer İstanbul Büyükşehir Belediye'yi yenemeyeceğini düşünüyorsan, Europe League'te ne yapacaktın? Manchester City'li yöneticilere yarış atı mı verecektin? ya da Porto'nun oyuncularına transfer teklifi mi yapacaktın? Hayır tabii ki.

Peki o zaman neden? Elindeki gücü kaybetmemek için. Avrupa Kupaları'na gitmek, kombine satmak, forma satmak, daha fazla yayın geliri elde etmek, eldeki yabancı oyuncuları tutabilmek, yeni yabancı oyuncular getirebilmek için ve daha da önemlisi orada kalabilmek için. Peki biz Çarşı'nın manifesto'unda belirttiği ve benim bir önceki yazımda anlattığım futbol aşıkları sizden kombine satışında, kulüp gelirlerinde artış mı istedik? Hayır, biz sadece gönül verdiğimiz renkleri, hayatımızın en önemli güzelliklerinden futbolu oynarken, yaşarken izlemek istedik. 

Yoksa, kulübüm daha fazla gelir kazansın diye kalkıp gitmezdim iki veya üç toplu taşıma ile o tuvaletlerini bile yapmadığın ama bizim kutsal saydığımız stadyuma. Zannediyormusun biz kazancımızın büyük bir kısmını kombine karta verirken, takımımız diğerlerinden daha zengin olsun istedik. Hayır, biz o kapalı ve yeni açık tribündeki çoşkuya ortak olmak için geldik uzaklardan. 

Daha önceki yazımda, sadece Fenerbahçe ile lig temizlenmez, geçmiş senelerde araştırılısın diyen Fenerli arkadaşlara veryansın etmiştim. Şimdi de böyle şike mi olur diyen Beşiktaş'lı arkadaşlara bir şey söylemek isterim. Evet, kalpten gidecek kadar heyecanlandığımız böyle bir maçta nasıl şike olabilir diye kendinize sorabilirsiniz, şike olsa maç 2-0 veya 3-0 biterdi de diyebilirdiniz ya da İbrahim Akın o penaltıyı atmazdı diye de savunabilirsiniz ama bunların hiçbiri aldatılmışlık hissini geri getirmez. 

Şimdi, Çarşı'nın çok açık söylediği gibi temizlenin ve öyle gelin. Bizim için fark etmez oynadığımız kupa veya lig. Yeter ki, temiz olsun ve kimse bizi kandırmasın. 

12 Temmuz 2011

Türk Futbol Tarihinde Şike Nasıl Başladı. (Sene 2001/02)

Evet, Championship Manager oynayıp bunu yapmayan var mı arkadaşlar? :) Her önemli maç öncesi özellikle liglerin sonuna, kupalarını üst turlarına doğru elimiz aman elektrik filan gider gibi bahaneler ile bir "save" düğmesine gitmiştir. Bu şike olayını ilk itiraf eden kuzenim Erhan, pişmanlıktan dolayı serbest bırakılırken, yavaş yavaş gözaltılar da başlayacaktır. Bu arada ben gerçekten elektrik gider diye basmıştım. :)

Futbolseverler olarak zor günler geçiriyoruz, acımızı burada yazmıştık. Umarım bir an olsun güldürmüşüzdür sizi.

Deron Williams...(Neden Gelmesin!)

Dün heyecanlı bir taraftarın gözünden Deron Williams transferi üzerine yazdıktan sonra, bir profesyonelin yazısını gördüm ve sizinle paylaşmak istedim. Kendisi de bir Beşiktaş taraftarı olan Orkun Çolakoğlu, Deron Williams'ın neden Beşiktaş'a gelmemesi gerektiğini detaylıca anlatmış. Buradan ulaşabilirsiniz.

Benim postta belirttiğim gibi maaşları ödenmeyen oyuncular konusunda %100 haklı olmakla beraber, bir çok konuda kendisi ile aynı görüşte değilim ve ben onun belirttiği gibi hala "“Baba, Deron Williams’ı izleyeceğiz, gerisini boşverin yaaa” kıvamındayım.

Öncelikle, Basketbol şubemize bir kaç derbi maçı harici hiç ilgi yok. Bunu Allen Iverson oynarken bile gördük. Ufacık salonu zar zor doldurduk. Euroleage'te oynamadığımız sürece de bu böyle olacak. O yüzden onun gibi bu işe emek veren birinin derdini anlasamda, taraftarlarımızın ilgisini çekmek için bu tip anlaşmalara ihtiyacımız var. Her ne kadar yüksek maliyetinden bahsetse de, belki kendisi futbolla çok ilgilenmediğinden bırakın bir kaç yüzbin doları on milyonlarca euro'yu heba ettik 3. sınıf futbolcular izleyeceğiz diye. 

Olaya şöyle baksak, Messi Beşiktaş'a geliyor ve sadece 2-3 ay oynama ihtimali var ve yaklaşık maliyeti 10 milyon euro olacak? Büyük bir olasılıkla herkes gelsin ister. Reklamın kötüsü olmaz ve unutulupta gitmez. Kendisi, Iverson örneğini vermiş ama internette kısa bir arama ile adam ex-Beşiktaş player olarak geçiyor. Bu yabancı basında da aynı (İspanyol gazetelerinde her haberinde bundan bahsediliyor) Yani olayın bir reklam yanı var. 

Son olarak kesinlikle sirk olayına katılsamda, Basketbol şubemizin bir amatör şube olduğunu ve maalesef yıllarca bundan daha da kötü yönetildiğini kabul etmek gerekir. Bu tip transferler maaşlarını alamayan oyunculara büyük bir haksızlık ama maalesef yine böyle bir transfer ile (Iverson) duyarabildiler bu dertlerini. Yıllarca kimse bunu haber bile yapmadı ciddi ciddi.

11 Temmuz 2011

Deron Williams...(Uçur Kara Kartalı, Türk Hava Yolları)


Deron Williams ve Beşiktaş. İnanılır gibi değil. NBA’de lokavt olma ihtimaline bile üzülürken artık inşallah Aralık’a kadar olur diye dua ediyorum. Bu gidişle yakında Beşiktaş basketbol kulubü ile ön plana çıkıp futbol ikinci planda kalacak. Beşiktaş’ın Iverson ve Williams ile yaptıkları inanılmaz bir marketing başarısı. Dünya basketbolu, yaklaşık ortalama 2-3 bin kişiye oynayan, oyuncularının parasını zamanında ödemeyen Beşiktaş’ın amatör şubesini konuşuyor. Artık bu Amerikalı’ların Avrupa’dan bi haber oluşundan mı kaynaklanıyor yoksa Avrupa’daki ekonomik krizden mi o belli değil. Sonuçta, Euroleague’te bile oynamayan bir takımdan bahsediyoruz ama bu oyuncular Euroleague’i de alsa, Challenge kupasınıda kazansa gidip Amerika’da söyleyemezler.

Buna ek olarak bir de Kobe Braynt olayı var ki, üzerine cümle bile söylenemez. Hayal deyip geçelim diyecem ama Iverson’a da Deron Williams’a hayal demiştik bir zamanlar. Hadi be Türk Hava Yolları uçur bizi bu sefer. Manşet’te şu olurdu: Türk Hava Yolları, Kara Kartal'ı Uçurdu.

Beşiktaş’ta oynamak istediğinden sonra ESPN’den Chris Broussard’ın sorularını yanıtladı,

Ya sakatlanırsan orada oynarken?

Derin Williams: San Diego üniversitesinde ya da başka bir yerde oynarken de sakatlanabilirim. Merdivenlerden inerken bile bu olabilir.Tabii ki, bu kararımın büyük bir kısmını kapsıyordu ama alınması gereken önemleri gözden geçirdim, sigorta araştırdım.Sigortalı olacağım.

Para için mi Türkiye’ye gidiyor?

Derin Williams: Bu daha çok tecrübe ile ilişkili. Tecrübe ve rekabet edebileceğim, basketbol oynayabileceğim için. Bu sürede oturmak istemiyorum. Bu NBA’in bizden istediği. Bizleri antreman yerlerinden dışarı çıkardılar. Artık kendi kendimize bir yer bulup oynamamız gerekecek fakat ben bunu yapmak zorunda değilim. Benim bir takımım var. Organize antremanlar yapıp, maçlardan geçeceğim. Ve lokavt (Lock Out) bitince de formda olacağım.

Bunun dışında ailesinden uzak kalmasından filan bahsediyorlar ama ailesini buraya getireceğini söylese de kısa bir sure olduğundan onların düzeni bozmasa da Dallas’ta tüm sezon onlar olmadan yaşamıştı.

7 Temmuz 2011

Şimdi Kapatın Çenenizi ve Yasımızı Tutalım (Şike'nin Ardından)


İlk sözüm kümedekalfb ve fenerbahçeliyiz başta olmaz üzere bunun gibi tagleri twitter'da popüler yapan sözde taraftarlara. Sizin gibi maç günü forma ile tarz yapan ve şampiyon olunca sokağa çıkıp tur atan taraftarlar bilemezler hislerimizi.Bütün hafta maç saatini bekleyip, 2 bazen 3 toplu taşıma ile maça giden bizlerin yüreği heyecandan delicesine çarpıp 90 dakikayı yaşayan ve sonunda bazen gözyaşı bazen sevinç naraları ile hayatımızın en mutlu anlarını yaşatan maçların bir aldatmaca olduğu hissini anlayamazsınız.

Biz hep şampiyonluk şarkıları söyleriz ama hiç de önemsemeyiz onu. O maç boyunca yaşadığımız duygusallıklar, maça giderken kurduğumuz arkadaşlıklar yeterlidir bizim için. Biz senin verdiğin mücadeleyi alkışladık hep yoksa mutlu ayrılırmıydık onca kaybedilen maç sonrası. Hep rakip takım arkadaşlarımızı şike yaptınız diye kızdırırdık, sanıyormusun inanırdık gerçekten buna. 

Ama bilirdik temiz olmadığını bu futbolun ve ne yazık ki bilemedik anlamsız pahalı, yabancı, star oyuncu isteklerimizin bu çok çok temiz olmayan futbolu biraz daha kirlettiğini. Keşke gelmeseydi o yabancılar ve keşke vermeseydi yayıncı kuruluşlar bu kadar para. Biz mutluyduk trt'de izlediğimiz ve yarı yarıya paylaştığımız tribünlerden.

Şimdi en sevdiğimiz, canımız dediğimiz şeye leke vuruldu ama sanmayın bu lekeyi vuranlar başkalarından. Hiçbirimiz temiz değiliz, unutmayın sakın çok yakın geçmişte yaşananları ve şu anda acıyı bizden biraz daha fazla yaşayan sarı laciverte gönül veren arkadaşlarınızın yanında olun. Twitter'cılardan bahsetmiyorum, bi haber maçlarına hazırlanan fenerbahçeli futbolcular gibi o takıma delicesine gönül veren taraftarlardan bahsediyorum. onların yanında olun ve acılarna ortak olun.

Son sözümde bir temizlik olacaksa bu sadece Fenerbahçe'yi değil bütün takımları kapsamalı diyen fenerlilere! Zannediyormusunuz Fenerbahçe'nin küme düşmesi ile sadece sizin yaralanacağınızı. Biz Beşiktaşlılar, Galatasaraylılar ve diğer takım taraftarları da sizinle birlikte küme düşecek. Acınızı, hayatlarımızdaki en büyük anlamlardan futbola vurulan damga ile bizde sizinle beraber yaralanacağız, ağlayacağız...

Aslında en güzel sözü Ziya Şengül söylemiş "Sevgili Aziz kardesim oyle bir gecirdin ki, yuregimiz yaniyor. Yiktin Fenerbahce'yi" ve ben onu biraz değiştirip söylemek istiyorum. Sevgili Aziz Yıldırım ve tayfası, öyle bir geçirdiniz ki yıktınız aldınız hayatlarımızdaki en güzel şeyi...

Şimdi kapatın çenenizi ve yasımızı tutatlım...

1 Temmuz 2011

Sözün Bittiği Yer (son 8 yılın kombine fiyatları)


Aşağıda Yıldırım Demirören'in başkan olduğu 2004 yılından itibaren kombine kart satış fiyatlarını bulabilirsiniz. Stadyumu yıkamadı, Kapalı'yı bozamadı ve elindeki en son numarayı yapıyor şimdi; fiayatları arttırarak kapalıyı eski ve yeni açık'a itiyor. Çok fazla yoruma gerek yok, rakamlar herşeyi açıklıyor.

Not: Bu postu hazırladıktan sonra benzerini ve çok daha kapsamlısını rakamla10 blogunda gördüm. Orada yıl yıl asgari ücretler bile verilmiş ona bakmanızı tavsiye ederim. Link burada.

2011-2012 Yılı
Eski Açık: 700
Yeni Açık: 900
Kapalı Alt: 1.800
Kapalı Üst: 2.000

2010-2011 Yılı
Eski Açık: 550
Yeni Açık: 700
Kapalı Alt: 1.350
Kapalı Üst: 1.600

2009-2010 Yılı
Eski Açık: 500
Yeni Açık: 600
Kapalı Alt: 1.150
Kapalı Üst: 1.400

2008-2009 Yılı
Eski Açık: 350
Yeni Açık: 400
Kapalı Alt: 975
Kapalı Üst: 1.200

2007-2008 Yılı
Eski Açık: 250
Yeni Açık: 300
Kapalı Alt: 700
Kapalı Üst: 900


2006-2007 Yılı
Eski Açık: 90
Yeni Açık: 135
Kapalı Alt: 450
Kapalı Üst: 630

2005-2006 Yılı
Eski Açık: 135
Yeni Açık: 180
Kapalı Alt: 495
Kapalı Üst: 720

2004-2005 Yılı
Eski Açık: 135
Yeni Açık: 180
Kapalı Alt: 495
Kapalı Üst: 720

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails