23 Haziran 2011

Akşam Güneşi Yüzüne Vururken Maç Seyretmek…


En çok bunu özledim, maçlar şifreli kanallardan yayınlanmaya başladıktan sonra. Bu haftaki yazısında Ercan Taner, hem maç saatleri hem de sezon takvimi konusunda çok haklı eleştirilerde bulunuyor. Maçlar artık Cuma ve Pazartesi dahil olmak üzere akşam geç saatlerde oynanıyor ve çalışanlar için maçlara gidip gelmek tam bir eziyet oluyor. Ayrıca sezon ortasında verilen arada o kadar uzun ki, tatil sonrası boşluğa düşen çalışanlar gibi şubatta maçlar başladığında puan durumunu unutmuş oluyoruz neredeyse. Bir kaç hafta geçtikten sonra o heyecanı tekrar yakalayabiliyoruz.

Bence futbol federasyonu nasıl her takıma belli sayıda Cuma ve Pazartesi maçı ayarlamaya çalışıyorsa, her takımın en az 5 tane iç saha maçını öğleden sonraya koyabilir. Düşünsenize, öğlen evden çıkıyorsunuz maça git gel akşam olmadan evdesin ve ailenle, çocuklarınla akşam yemeğini yiyiyorsun veya gezmeye gidiyorsun. Şu anki vaziyette eş dost ile bile görüşmekte zorlanıyorsun. Haftasonu zaten iki gun var, pazarları pek kimse program yapmak istemiyor ertesi gun mesai olduğundan, ee bir de Beşiktaş’ın maçı Cumartesi ise… o zaman arkadaşlara biz sizinle 2-3 hafta sonra görüşelim diyorsun.

Avrupa’nın önde gelen ligleri saatleri aralarında güzelce paylaştığından (Cumartesi Premier League ve Bundesliga, Pazar Seria A ve La Liga) bunu yapmak kolay değil gibi gözükse de bizim ligin İspanya haric hicbir yerde gosterilmedigini göz önüne alırsak Cumartesilere büyüklerin maçlarını koyabiliriz.

22 Haziran 2011

Maradona'dan Neymar Yorumu

Neymar, Brezilya sınırlarından çıkmadan Messi'den daha iyi olabileceğini söyledi. Cevap Maradona'dan geldi;

"Neymar, terbiyesiz. Pele gibi."

Bu arada, Real Madrid'in Santos'a 45 milyon euro ve Neymar'a da senelik 5 milyon (artı 1 milyonda Balón de Oro alması halinde) vererek transferi bitirdiği yazılıyor.

21 Haziran 2011

The Obvious Special One - Chelsea Yolunda

André Villas-Boas, Porto ile görüşerek gelecek sezon kulüpte yer almak istemediğini belirtti. Aslında Chelsea ne olursa olsun adamın peşinde ama 15 milyon euro'luk çıkış parası da az değil. Onu arkadaşın paketine iyileştirme olarak yapsalar iki tarafta mutlu olacak. 

Villas-Boas, Mourinho'nun kanatları altından çıktıktan sonraki antrenörlük hayatındaki ilk yılında Portekiz Süper Kupası, Portekiz Ligi ve Portekiz Federasyon Kupası'nın yanına UEFA kupasını da koyunca Mourinho-2 geliyor deselerde basın ona "The Obvious Special One"'ı yakıştırmış.

Villas-Boas'ın yaptıkları tabii henüz Jose Mourinho'nun aşağıdaki başarıları ile kıyaslanamaz ama arkadaş Chelsea ile Şampiyonlar Ligi'ni alırsa ki Mourinho'nun içinde kalmış bir acıdır; işte o zaman bizim "por que" çılgına döner ve bu Barcelona'dan 5 yemeye de benzemez. The Special One olur size The regular Portuguese one. Tabii bu o kadar değil ama anti-mou hislerimle seneye Forza Chelsea !!!

20 Haziran 2011

Yeni Stad - Yeni Taktikler

Başkan Demirören, stadı yıkmak için tekrar izin almaya gideceği Ankara öncesi yeni taktikler üzerinde çalışıyor gibi. Bu izin görüşmelerini seçim sonrasına bırakırken, kombine satışlarını bile başlatmadığına göre ya yakın arkadaşlarından birileri meclise girdi ya da Cristiano Ronaldo gibi isimlere forma imzalatıp Başbakan'a jest yapmaya çalışıyor. Sadece Recep Tayyip Erdogan değil eşi Emine Erdoğan ve çocuklara da forma imzalatmış. Artık bugünlerde bir Ankara çıkarması yapılır ve bizim kombinelerin de durumu belli olur. Bizden başka kombine satışı başlamayan bir kulüp kalmadı.

17 Haziran 2011

İşte Gerçek Guti ve Beşiktaş Taraftarı

Guti, İspanya'da tatilini sürdürürken İbiza günlerine ara verip Cuatro kanalında yayınlanan epeyce ünlü El Hormiguero programına katıldı. Programda Türkiye'deki yaşamı ile ilgili bir çok bilgiler verdi. Bu sırada programda bulunan bir Guti hayranı (gerçi Guti manyağı desek daha doğru) kolunda bulunan Guti dövmelerini gösteririken, ki bunlar arasında onun büyük bir kafa resmi, forma numarası, ismi, ailesi ve bilimum dövme varken bir tanesinin yeni takımı Beşiktaş olması epey ilginç geldi ve sizinle paylaşmak istedim. Bende de Beşiktaş dövmesi olsa da bu kadar açık bir şekilde yaptırmaya cesaret edememiştim açıkçası. Demek bu arkadaş Beşiktaş'lı olsa koca bir kartal dövmesinden başlayarak bilimum dövmeyi de vucüduna kazırdı. 

Program Guti'ye bildiği Türkçe kelimeleri sordular. 5 tane olduğunu, onlarında da günaydın, merhaba, sağ, sol, serbest olduğunu söyledi. Valla bu kelimeler ile bpş zamanlarında otobüs muavinliği yapıyor gibi geldi bana.

Diğer bazı sözleri de şöyle,
  • Türk Paparazziler, İspanyol meslektaşlarından beter...
  • 3 Türkçe kelime ile test yaptılar...Tetik, Pis, Çimen...Sadece tetiki bilemedi ki, kim bil o da ayrı bir konu
  • Her zaman maskot gibi yanında tercüman taşıdığı. 
  • Boş zamanlarında internette zaman geçirdiği.
  • Küçük bir stadyumuz olmasına rağmen taraftarların 90 dakika susmadığı. 
  • Programdaki sunucu CNN Türk'teki programı gösterip Saba Tümer'in ona yazdığını ima etti. Guti'de programdan sonra telefonunu isteyip bir arkadaşının doğum gününde ona eşlik etmesini istediğini söyledi ve Saba Tümer'e hayır demek zorunda olduğunu da ilave etti.
Programı 4 parça halinde Youtube'a koymuşlar izlemek isterseniz aşağıda linkleri bulabilirsiniz. İlk bölümde Guti yok...

http://youtu.be/78X7vHpRtG0
http://youtu.be/flMVm5qsMt4
http://youtu.be/rptULujAfhA

10 Haziran 2011

3 Haziran 2011

Messi'ye Yumruk Atma Girişimi (Video)



Arjantin enteresan ülke be arkadaş. Dünyanın en iyi oyuncusu (belki de gelmiş geçmiş en iyisi) doğduğu şehre olan Rosario'ya geliyor iki arkadaşı ile normal bir şekilde yemek yiyor ve çıkışta öğrenciler ile takılırken, Rosario Central taraftarı bir manyak sen küçükken (herhalde 5-6 yaşlarında iken) Newell's takımında oynadın en büyük düşmanımızsın diye yumruk atmaya çalışıyor. Abi musluk suyu mu içiyorsunuz derdiniz ne ya!!!

2 Haziran 2011

Haydi bütün oyuncular "badi"ye!

Türkiye'de yetişen futbolcularda neden hiç kas olmaz? Hiçbir kulübün ağırlık çalışma yeri yok mudur? Artık mücadelenin en sıkı yaşandığı yerler omuz omuza olan pozisyonlar ki bunlara faul bile çalınmıyorken bu arkadaşlar nasıl ayakta kalacak yabancı defans oyuncuları önünde?

Bazen gazetelere haber oluyor, Barcelona'lı oyuncular izin günlerinde spor salonunda çalışıyor diye. Artık futbol çok üst seviyede oynanıyor ve tekniğin yanında atletik özelliklerde gerekiyor ve buna dayanabilecek bir vucütta. Mustafa Pektemek'i de bizim spor salonuna bekliyorum arkadaş indiriminden de yararlandırırım.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails