26 Ağustos 2011

Celtic, Sion'un yerine Europe League'e gidebilir.


Kuralarda sona geldiğimizde Sion keşke bize gelse demiştim ama bu gelen haber ile fikrim bir anda değişti. Sion'un 2008 yılında aldığı 1 yıllık transfer yasağı 2011 ocak ayında yürürlüğe girmiş. Buna rağmen her ne akla hizmetse yazında transfere ara vermeden devam etmişler. Celtic'liler de bu konuyu UEFA'ya taşıdılar. Neden elenmeden önce taşımadılar o da ayrı bir konu. Her halde benim gibi çantada keklik görmüşlerdir. Platini, çok açık bir kural ihlali var diyorsa Sion'un bileti keserler bence. 1956 yılından beri ilk defa eleme turlarından öteye takım gönderemeyen İskoçlar içinde bir fırsat, onur mücadelesi olabilir. Gerçi böyle gitmek ne kadar onurlu ise.

Bu durumda Arda Turan'ın oynadığı Atletico de Madrid'in grubu da şu şekilde olabilir; Atletico, Udinese, Rennes, Celtic.

104 Yıllık Çınar'ın Yanlışları ve Doğruları

Taraftar sayısının en fazla Fenerbahçe'de olduğu bir gerçek. 1985'e kadar alınan 11 şampiyonluk ve babadan oğula geçen kültür mirasımızdan dolayı bunun bizi şaşırtmaması gerekir. Böyle kalabalık ve güçlü oluncada hata yapsanızda, kolay kolay kabul etmeyip üstüne üstlük affedilmeyi beklemenin sadece Türklere ve ülkemize özgü olmadığıda bir gerçek. Bu iki nokta üzerinden bakınca süreci tekrar gözden geçirirsek Fenerbahçe'nin yaptığı yanlışlardan geçte olsa ders çıkarttığını ve doğruları bulmaya başladığını görüyoruz.

Aykut Kocaman'ı devre arasında yaptığı açıklamalardan dolayı pek sevmiyordum. Gereksiz bir kaos yarattı Aziz Yıldırım ile birlikte. Futbolcular zaten rakip olduğundan her yaptıkları batar. Buna rağmen, Ben ne hocanın ne de oyuncuların bu işin içinde olduğuna başından beri inanmadım. Onların alın teri döktüğü doğrudur ama burada aynı zamanda Mustafa Denizli için "takımı o mu şampiyon yaptı" diyebilecek bir başkanda söz konusu olunca. Her türlü şaibe ortaya atılabilir.

Bir kere daha en baştan bakarsak. Bu işte bir yanlış olduğu ikinci yarı başladığında belliydi. Fenerbahçe'nin Avrupa Kupası ön eleme maçlarını, Süper Lig'teki ilk yarıda oynadığı maçları ve Federasyon Kupası'nda oynadığı maçlara ilave olarak Antalya'daki hazırlık maçlarını seyretmiş bir kişi olarak bu takım nasıl çıkıp 18-17'de yaptığı sorusunu her hafta kendime sordum. Bu imkansız. Barcelona gibi her kulvarda diğer takımlara üstünlük sağlayıp bunu yapsan anlarım ama bu performansla bu nasıl yapılır?

İşte bu nokta, gerek Fenerbahçeli yöneticiler gerekse taraftarlar bu soruyu kendilerine sormadılar ya da sormak istemediler. Sonuçta son haftada giden bir Şampiyonluğun ardından yaşanan bir ligden bahsediyoruz. 

Şike soruşturması başlayınca, bu soruyu kendilerine sorsalar inanmaları daha kolay olur ve karar vermeleri daha sağlıklı olabilirdi. Çok net olarak gözüküyor ki; Federasyon, Fenerbahçe ile soruşturma başından beri herşeyi paylaşıyor ve alternatifleri tartışıyormuş. Ali Koç keşke bu bilgiler ışığında biz güçlüyüz bize birşey olmaz diye kandırılmasaydı. Dün verdiği kararı o gün verse bu kaos çok daha kolay atlatılabilirdi.

Şu anda durum çok daha kötü. Google'a Fenerbahçe yazıyorum CNN International'ın şike haberi ilk geliyor. Fenerbahçe Yönetimi Aziz Yıldırım hakkında daha net karar verebilseydi şimdi sadece kendilerini kurtarmaz aynı zamanda Federasyon'un, Beşiktaş başta olmak üzere diğer takımlar hakkında daha kolay karar vermesini sağlardı. 

Fenerbahçe'nin Bank Asya'ya gitmesi tabii ki onları küçültmeyecek. Bakın Juventus ve Milan'a, onlar hala büyük. Keşke bunu daha erken görebilselerdi ama bu kadar keskin konularda son 12 yıldır diktatör gibi bir Başkanın yönettiği kulüplerde kafana göre karar veremiyorsun. Bu karar doğru olsa bile. Bakın Nihat Özdemir'e bir lafı ile Metris'te infazı yapıldı ve kulüpten ayrıldı. Şu aşamada diğer kulüpleri bir anda dışarıda bırakmak çok daha zor.

25 Ağustos 2011

Şeriatın Kestiği Parmak Acıdı!


Dün akşam Teke Tek programında Mehmet Ali Aydınlar'ın samimi cevapları yaşanan süreçi bütün şeffaflığıyla ortaya çıkardı. Her ne kadar Fenerbahçeli arkadaşlar üzgünde olsa anlaşılan o ki görünen köyün klavuzu Fenerbahçe yöneticilerine 3-4 haftadır defalarca gösterilmiş ve durum hakkında neler yapabiliecekleri konusunda onlara tavsiyeler verilmiş.

Fenerbahçe hakkında savcılığın ispatlayabilecek düzeyde 1-2 maçı elinde bulundurması ve geri kalan 17 maçta şüphe görmesi Türkiye Futbol Federasyonu için yeterli olmasa da UEFA nezdinde epey yeterli görüldü. Bunda çok fazla şaşılacak bir durum olmaması gerekir. Bu noktaya gelen vakalarda, artık kanıtlar ve savunmalar geri plana atılıp lobi faaliyetleri ön plana çıkar. 

Aydınlar'ın da açıkça söylediği gibi Yunanistan ve diğer küçük liglerde yaşananlar karşısında UEFA'nın gösterdiği sert tutumun 31 kişinin tutuklandığı Türkiye'de gösterememesi Türkiye karşıtları içinde güzel bir sebeb olup lobiye hız vermişlerdi. Tabii ki bu karar 1 günde ya da 1,5 saatte alınmamıştır.

Burada TFF'yi yeteri kadar eleştirdik. Bir eleştiri de Fenerbahçe Yönetimine yapmamız gerekiyor. Bu süreçte gereğinden fazla sizinle içiçe olan Aydınlar'ı bir kalemde silip atmanız o 104 yıllık çınara yakışmadı. Acıbadem ile olan sponsorluğunuzu kaldırmanız da sportif değil. Demek ki Aydınlar Galatasaray'ın bir şubesinin sponsoru olsa direk gidip burayı yağmalayın mesajları mı vereceksiniz? Düne kadar dava arkadaşı olan kişi bir günde hain yapılmaz.

Bir diğer eleştiride bu filmin senaryosunu yazanlara. Mahmut Özgüner'i çekip Fenerliye Fenerbahçe'yi düşürme fikri çok dahice gelebilir kapalı kapılar ardından ama bu işin sadece Türkiye bacağı olmadığını akıl edemezsen, Federasyon başkanı için bir Fenerliden daha fazlası gerektiğini anlaman gerekir. Futbolu, Kurallarını, UEFA'yı, lobi yapmayı bilen biri olmazsa Fenerbahçe'yi düşürsen bile bu süreci yönetemezsin ki yönetemediler.

Hep bu durumda sen olsan ne yapardın diye sormak gelir insanın içinden. Ben Mehmet Ali Aydınlar yerinde olsam, UEFA'nın "Sıfır Tolerans" modelini Türkiye'de işletip adı karışanlara küme düşme ve puan silme cezalarını direk verirdim ama bunu vermeden önce her seferinde bir Ankara seferi düzenleyip Başbakan ile görüşürdüm ki siyaseti de arkama alıp bütün kulüplerin üzerine korku salardım. O zaman bakalım kendi interner sitelerinde mesaj yollayabiliyorlarmıydı her toplantıdan sonra.

24 Ağustos 2011

Play-Off - TFF - Aydınlar ve yitirdiğimiz ülke futbolu (Ligtv Alma - Acıbadem Hastanelerini Kullanma)


İlk şike soruşturması başladığında Ziya Şengül’ün "Sevgili Aziz kardesim oyle bir gecirdin ki, yuregimiz yaniyor. Yiktin Fenerbahce'yi" sözüne katıldığımı belirtmiştim ama Mehmet Ali Aydınlar ve saz ekibinin yaptıklarını görünce Aziz Başkan’ın yaptıkları valla hiç bir şeymiş. Hatta Aziz Yıldırım’ın neden bu arkadaşın başkan olmasına sıcak bakmadığını da daha iyi anlıyorum. Yıldırım Demirören gibi konuşma ve soruları anlama özürlü olan Aydınlar, imkan verilse Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe için 12 yılda yaptıklarını çok rahatlıkla 1-2 yıl içinde silecek potansiyele sahip bir şahıs.

Fenerbahçe ve diğer olası takımları (Beşiktaş, Mersin, Sivas ve Trabzon) düşürmeyip yere düşmüş Türk Futbolu’na bir tekme de kendisi atan Federasyon şimdi de gelin yerlerde sürünen Türk futbolu’na yardım edelim diyor. Play-Off sisteminin ne kadar saçma olduğunu bütün spor yazarları yazdı. Hatta futboldan biraz anlayıp play-off’u mantıklı bulan yok bile diyebiliriz. Play-off sistemi çok netlikle görüldüğü gibi gündemi bir anda değiştirmekle kalmayı bu seneyi yok saymaya çalışmaktır. Bu sene ileride ceza alacak takımlarada bakın zaten bu sene deneme olarak geçti ve başarısız oldu seneye kaldığımız yerden eski formatta devam edelim demektir.

Mehmet Demirkol’un yayın hakları ve ihalesi yazısı ile Banu Yelkovan’ın Radikal’de play-off’un amaçları üzerine yazdığı yazıyıda okumanızı tavsiye ederim. Türkiye Futbol Federasyonu burada belirtilen sebebler başta olmak üzere ileride Türk Futbolu'nu daha büyük kaoslara sürükleyecek bir sürece sokuyor. Bu uygulamanın yansımalarını düşünmeden şikeyi unutturmaya çalışıyor. Diyelim ki, Fenerbahçe 1. ve Galatasaray 4. oldu arada da var 10-20 puan fark. Galatasaray Play-off'tan şampiyon çıkarsa ne olacak? Ya da tam tersi. Nasıl susturacak Fenerbahçe taraftarlarını. Şu anda yaptığı gibi soruları yanıtlamayarak mı? Ya da basın toplantısını sıkışınca terk etmek gibi mi? 

Mehmet Ali Aydınlar, tecrübesizliğinin kurbanı olmuyor sadece aklı başında davranmayan her işadamı gibi acemiliğinin ve basiretsizliğininde kurbanı oluyor. Burada çok net söyleyebilirim ki, bu federasyon 365 gün periyodu dolduramayacak. Tabii bu durumda kimse federasyona aday olmayacağından boşta kalacağından onların elinde uzun yıllarda patlayabilir. 

Adı geçen takımlar küme düşürülmeyince Türk Futbolu'nu onlar düşürülünceye kadar izlememe kararı almıştım ve bunu üzerine bir yazı yazacaktım. Gerçi bu kararımı kim umursar diyebilirdiniz. Çok fazla etkisi olmazdı herhalde. Sonuçta BJK Store 50-100, Beşiktaş 1.800 ve Digiturkte ayda 35-40 TL kaybedecek benim bu durumumdan. Bu da maksimum.

Şimdi verilen bu play-off kararından sonra artık benim verdiğim kararın da pek anlamı kalmadı. Tahmin ederim ki bu sene Türk Futbolu'na ilgisini kaybedecek tek kişi ben olmacağım. Mehmet Ali Aydınlar ve Ligtv bilmeli ki, bundan sonra kendi adıma ne Ligtv ne de Acıbadem hastaneleri hzimetlerinden faydalanacağım ta ki onlar doğru yolu bulana kadar. Sizleri de bu protestoma davet ediyorum. Ligtv Alma - Acıbadem Hastanelerini Kullanma

23 Ağustos 2011

Ekonomik Kriz La Liga'yı da vurdu. (Sponsorsuz Formalar)


İspanya'daki kriz La Liga'da da hissedilmeye başlandı. Kulüplerin bir çoğunun gelirlerinde düşüş olurken, formasına sponsor bulamayanların sayısı da yükseldi. Bunların arasına Şampiyonlar Ligi'nde (Valencia ve Villarreal) ve Europe League'de (Atletico de Madrid ve Sevilla) oynayan takımlarda girince İspanyollar'da doğal olarak endişelenmeye başladı. Aşağıda sponsorluk anlaşması yapamayanların ve yapanları listesini bulabilirsiniz.

Sponsorluk Anlaşması Olanlar
Barcelona (Qatar Foundation): 30
Real Madrid (bwin): 25+5
Athletic (Petronor): 2
Sporting (Gijón/Asturias) 2
Levante (Comunitat Valenciana) 1,5
Real Sociedad (Guipuzkoa) 1,2
Getafe (Burger King): 1
Betis (CIRSA) 1
Mallorca (Bet-at-home) 0,8
Racing (Chorizo Palacios) 0,4
Granada (CajaGranada) Rakam belli değil.

Sponsoru Olmayan Kulüpler
Valencia
Villarreal
Atlético
Sevilla
Málaga (UNESCO)
Zaragoza
Osasuna
Rayo Vallecano
Espanyol

Geçen Sene Türkiye'de Sponsoru Olmayan Takımların Listesi

22 Ağustos 2011

19 Ağustos 2011

İspanya'da Grev (Avrupa'nın 5 Ligi'nin Detaylı Gelir - Masraf Rakamları)

İspanya'da bildiğiniz gibi grev nedeniyle ilk iki haftaki maçlar oynanmayacak. Bu 2012 Haziranında Avrupa Şampiyonası olmasından dolayı İspanya Federasyon'unu epey zor duruma soktu. Bu iki hafta ne zaman oynanabilir kara kara düşünürken son yapılan görüşmede bir olumlu sonuç çıkmayınca oyuncuların temsilcileri bütün sezonu oynatmayabiliriz diye olması imkansız bir blöf yaptılar. 

Yukarıda görüdüğü gibi neredeyse her ligde harcamalar gelirlerden daha fazla. Bunun Spor-Toto Süper Lig için yapılanın görmeyi çok isterdim aslında. Aşağıdaki tabloda detaylara bakınca gelirlerin en büyük kısmını normal olarak TV yayınları oluşturuyor. Giderlerde de oyuncu maaşları en başta tabii ki. Bu tablolarda İspanya'nın durumu çok kötü değil diğer liglerdeki zararlara bakılırsa ama İspanya'da oyuncu sendikalarını greve iten neden farklı.


Sendika'nın verdiği rakamlara göre 1. ve 2. liglerdeki oyuncuların kulüplerden toplam 52,8 milyon euro alacağı var ve bunun federasyon tarafından garanti altına alınması isteniyor. Bunu yanında bundan sonraki yıllarda her yıl için 2,2 milyon euroluk bir fon yaratılarak paralarını alamayan oyunculara yardım edilmesini istiyor. Federasyon ise kulüplerin finansal durumlarını kendi kendilerine ayarlamaları gerektiğini savunurken, şu anki durumu çözmek için 4 yıla yayılacak 40 milyon euroluk bir fon oluşturmayı öneriyor. Bu fondan 1. lig oyuncuları 240.000 euro alabilecekken 2.lig oyuncuları da 120.000 euro alma imkanı olacak.

Oyuncuların haklarına sahip çıkması ve onları destekleyen bir sendika olması çok güzel bir şey. Bu bakımdan örnek alınmalı fakat sendika daha sıcak görüşmelere başlamadan aba altından sopa göstererek grev kararı alması pek doğru değildi.

18 Ağustos 2011

Mourinho - Terim (Hırsa bulanmış deha kazanamayınca...)


Mourinho ile hep kazandık şimdiye kadar. Chelsea'deki patron ile anlaşmazlığı saymazsak her seneye rekorlarla birlikte kupalar sığdırdı The Special One. Her ne kadar bazı egoist hareketleri tartışma yaratsada, ben dahil herkesin sevgisini kazandı. Adam futbolu biliyor beyler dedik senelerce. Buna benzer sözleri Fatih Terim için de söylemiştik. Takım halinde hucum, oyunu 40-50 metrelik alanda oynama gibi farklılıkları bize izlettiğinde. 

Fatih Terim, avrupaya gittiğinde ondan nefret edenler bile milliyetçilik duyguları ile onu destekliyordu. Ne olduysa Türkiye'ye dönmesi ve Galatasaray ile Milli takımda başarısız sonuçlar almasından sonra oldu. O güzel futbol dehası gitti yerine sadece agresif ve kirli bir görütü geldi. İsviçre maçı başta olmak üzere bir çok maçta rakibine saygısını kaybetti ve kazanamayacağım korkusu ile maçları hep saha dışına farklı ortamlara taşıdı ve sonunda onun imajı gün be gün eriyip kayboldu. Şu anda Fatih Terim'i görünce onun Türk futboluna kattıklarından çok kaybettirdikleri aklıma geliyor ve inanıyorum ki çok fanatik arkadaşlar hariç bir çok kişi bu duygularımı paylaşacaktır. 

Bu sonun benzeri Mourinho içinde yaklaşıyor. Artık Marca ve As gibi Madrid yanlı gazeteler bile yeter artık hakemleri bırakın dedi maçtan önce. Eğer Marcelo o son hareketi yapmasa, inanıyorum bu gazeteler takımın ne kadar iyi olduğunu, Barça karşısında kendilerini ne kadar geliştirdiklerini ballandıra ballandıra anlatırken, Barcelonalı oyuncularında kendilerini durmadan yere atmalarını eleştirirlerdi ama olmadı. Mourinho'nun yerleştirdiği saatli bombalar tam zamanında patladı.

Keşke bu kadar satır yazmadan direk maç hakkında yazabilseydik ama Mourinho orada oldukça bu zor gibi geliyor. Real Madrid gerçekten çok iyi durumda.Takım Barça'yı öğrenmiş ve yenebileceğine inanmış ama hala profesyonellikten uzaklar. Marcelo'nın Messi'ye yaptığı ya da Pepe'nin onlarca kez anlamsız dalmaları bir anda maçı kolayca Barça'ya verebilirdi.

Barcelona ise hazır değil henüz. Biraz zamana ihtiyaçları olacak ki, La Liga'da ilk iki hafta grev olacağını düşünürsek onlar için yeteri kadar zaman var. Alexis ve Cesc'in kadroya tam dahil olması ile uzay ötesi futbola geçebilirler. Messi'nin ara pası ve golleri üzerine yazı yazmak, Yaşar Kemal'in kitabını bana edit ettirmeye benzer.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails